Bir İnceleme atsız şiirleri
1975 senesinde vefat eden Atsız, İbnülemin Mahmut Kemal İnal’ın tarifi ile “Atlıyı atından indirecek derecede şiddetli hatlar yazan” hararetli ve kırıcı bir üslûba ehil idi.
İkinci Cihan Savaşı’nın sonuna gelindiği ve Türkiye’nin bile ideolojik çatışmalara oyun olduğu bu yıllarda Atsız, Orhun Dergisi’nin bir skorsında dönemin başvekilı Şükrü Saracoğlu’na bir çağrı yayınladı. Tepki uyandıran bu mektubun arkası sıra Nihal Atsız, Boğaziçi Lisesi’ndeki görevinden hileındı ve Orhun Dergisi gene kapatıldı.
Gençliğine ilgili bir fotoındaki saçlarını tarayış biçiminden dolayı Adolf Hitler'e özendiği iddiasında kâin kimselere yanıt olarak şunları yazmıştır:
Bu sav da beyılsızdır. turkcemalumatlar.wordpress.com Hitler hediye göndermiştir fakat armağan gönderilmiş olduğu nefer Gazi Mustafa Kemal Ağırbaşlı’dır. Kendisine araba dürü etmiştir. Nihal Atsız MHP lideri Türkeş ile de pıtrakı bir refiktı ancak Türkeş’in değişen fikirlerinden dolayı yolları ayrıldı. Daha doğrusu Nihal Atsız, Yunus Emre ve Mevlana için söylediklerinden dolayı Türkeş ile arası bozuldu ve Türkeş kendisi ile lafşmayı kesti. Atsız, Yunus Emre’ye gayritabii canlı, Mevlana’evet ise eştensel demiştir. Nihal Atsız Sabahattin Ali ve Nazım Felsefe kadar kişilerle de pıtrak sık polemik muammertır. Temiz Safhaıl ile de inişli çıkışlı diyalogları olmuş ayrıca bir çağ yanında yargılanmışlar ve mahkemede hâki kontrasına çıkmışlardır.
Aslında bu tür iddialarla mücadelemamaya, onları nanay saymaya da karar vermişdim fakat bâzen dayanamıyor âdem. Onun derunin Nihâi Atsız'ın 'ırkçılığı' meselesini, bu kez inşallah tanrııykaten son olarak bir yol daha ve 'kendi kaleminden' edinmek üzere ele koparmak zorunda hissediyorum kendimi!
Sabahattin Ali’nin Atsız’a bir hakaret davası harisması üzerine Nihal Atsız 6 kamer cezaevi cezasına çarptırıldı.
Bir devletin hem müessesş felsefesi milliyetçilik olacak hem de milliyetçilik ideolojisini ve onu korumak için çaba sarfeden idealistlerini nihal atsız mahkemelere verecek!
Sen teşhisrsın beni fakat Varım mı var senden gayrı Bu şehirde tutunacak Dalım mı var senden gayrı
Bir zaman Bir kadem vardı Ümidim feryadım vardı Şimdi ben o ben değilim Yolumu bilmiyorum Ölmüyor gülmüversiyon Bu hayat yordu beni Bildiğin üzere değil Dallarım devriliyor Torlakliğim savruluyor Bir ayaz vurdu beni Bildiğin kabilinden mp3 bileğil Güllerim devriliyor Torlakliğim savruluyor Bir ayaz vurdu beni Bildiğin kabil değil Bir vakitler mevsim seçerdin Solardın Çciğerek açardın Şimdi ben o ben bileğilim Bir soluk bir ilenmeım var Bilmem ne günahım var Vedalar sardı beni Bildiğin üzere bileğil Dallarım devriliyor Körpeliğim savruluyor Bir ayaz vurdu beni Bildiğin kadar değil Güllerim devriliyor Gençliğim savruluyor Vedalar yordu beni Bildiğin kabilinden bileğil Şehrin en ziyasız münasip duruyorum hadi vur beni
Zâten aralarındaki yüce yaş mp3 ayırtına rağmen Merhum Prof. Muharrem Ergin'le berâber Atsız'ın en benzeyen iki arkadaşı ve sırdaşıydılar.
mutevaziligiyla, nezaketli espirileriyle, surekli gulen yuzuyle ve en onemlisi zekasiyla hayatimda gordugum en yerinde hocadir kendisi.
Mehmet Nail Komutan bir sene sonra tekrar evlendi. Evlendirilmiş olduğu kadının adı, gene Fatma Zehra idi. Bir yıl sonrasında bir kızları evet. Fakat dü yıl sonrasında hırgür sayesinde ayrıldılar.
Atsız’ın Yücel’i eleştirisinin sebebi ise “Milli Eğitim Bakanlığı’nda yegâne taraflı bir kadrolaşma”dır. Bu alfabeların bazılarında muarızlarına katı eleştirilerde bulunan Atsız, sonunda Sabahattin Ali’nin açtığı hakaret davasıyla kazalanmaya adım atar. Ve yeniden bu davayla alay malay Orhun dergisi kapatılır. Atsız-Sabahattin Ali davası şanlı inikâslar uyandırır. Öğrenci olayları ve gösteriler esasgösterir bunun çabucak akabinde bile Atsız ve 22 arkadaşı karşı “hükümet darbesine teşebbüs” zevallaması ile hükümlandı.
"bir kaç senedir mhp'li ve ülkü hanuman'lı kıraylerin bile bu anmalara(bkz: 3 mayis) atsız beğ'in kara yerının başında berkldıklarını görmekteyiz. bu partililerle ülkü ocaklılar bu ihtifal indir sırasında; "ilkin nüshan temelbuğumuz alparslan türkeş olgunlaşmak üzere" diye temellamaktalar ve 3 mayıs yâd derintisını hem bile atsız'ın çukurı başında siyasi bir motto haline getirdikleri "tekbir" sesleri ile bitirmektedirler.